Mangasına ve animesine gelirsem; animesinde olan birçok olayın filmde olmaması beni üzdü.. Çünkü öyle duygusal sahneler var ki animede; filmde de olsa ahh be deyip içlenirdiniz.Örneğin animede Daikichi; Rin'in onu tanımlaması karşısında ağlıyor; bir nevi duygusala bağlıyor o koca adam. Ama bu sahneyi filmde göremedim; öyle kocaman umutlarla bekledim ki o sahneyi. Neyse.
Mangasını kimseye önermiyorum. Film ve animedeki masumluğu korumak istiyorsanız; mangayı okumayın derim.Daha fazla bahsetmeyeceğim mangadan.
Konusuna gelirsek;
"Daikichi; 30'una yaklaşmış iyi bir işi olan ERGEN bir yetişkindir.Dedesi ölünce; cenazesinde minik bir kızla tanışır; kızın ise dedesinin evlilik dışı çocuğu olduğunu öğrenir. Tüm akrabalar kırıcı sözler söyleyerek; kızı istemediklerini belirtirler; Daikichi öyle sinirlenir ki; kızı kendi yetiştirmek ister. Ki bir anlık parlamayla küçük kızı yanına alır."
Bu aşamadan sonra; hiç evlenmemiş; baba, sevgili olmamış erkek birey Daikichi'nin baba olma serüveni izliyoruz. Daikichi'nin en büyük şansı ise; Küçük kız yani Rin'in; dünyanın en akıllı çocuklarından biri olması. Düşünün sabah erken kalkıp; çiçek falan suluyor. (Ben hayatımda çiçek için erken kalkmadım vallahi)
Animemizdeki Rin :) |
SPOİLER İÇEREBİLİR---Öyle çokta ayrıntı vermeyeceğim.
Filmde küçük kızın; ölümden; çevresindekilerinin ölüyor oluşundan korkuyor oluşu; o kadar gerçekçi ki; filmle empati kurabiliyorsunuz. En azından benim için bir empati vardı.
Hatta Rinchan; Daikichi'ye soruyor:
Hatta devamında; sen genç kız olana kadar ölmeyeceğim diyor; fakat Rin bu cevabı sevmiyor. :) Adamın hası Daikicihi'de sen yaşlanana kadar seninle kalacağım diyor; ve rahatlatıyor minnoş Rin'i.
Peki bu animeyi ya da live action filmi ilgi çekici kılan ne?
Düşünsenize; çocuk bakmaktan anlamayan; hatta hayatında baba olmamış; sadece kendine bakmakla yükümlü biri; çocuk yetiştirmeye cesaret ediyor. Üstelik hiçbir babanın yapmayacağı şeyleri de yapıyor. Daikichi gerçek olsa; hiç düşünmem gider evlenme teklifimi eder; akşama da nikahımızı kıydırırdım. :) Cidden adamın hası dedikleri bir karakterdi.
Her yiğidin harcı değil; senin dahi olmayan bir çocuğa; bakmak büyütmek; onu nazlandırmak...
İkinci olarak; animede ve filmde de olaylar belli bir kurguda oturtulmuş. Yani izlerken bir nevi zirveye ulaşmak için merdivenleri çıkıyorsunuz; bu da size düzenli bir kurgu veriyor. Filmde bu his daha hızlı olsa da animede her şey yerli yerindeydi.
Filmin en büyük eksiği ise; sanırım çok çarpıcı bir Tema müziği yoktu.Animesi ise bu yönden daha zengindi.
Ek not: Daikichi'yi canlandıran aktör; Kenichi Matsuyama; Daikichi olmak için doğmuş resmen. Çok beğendim. Death note'da kendisini sevmemiştim. Demek ki her rolün bir adamı var. :)
Sözün özüne gelirsek;
Lütfen önce animeyi sonra filmi izleyin. Ben anime izlemeyi sevmiyorum diyenler; sıcacık Filmi izlesinler mutlaka.
Anime kapanış şarkışı çok hoştu: hiç üşenmeden indirdim. :D
Buyrun sizde dinleyin :)
Ve filmin Fragmanı: