Son yazılar

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Biraz Oradan, Biraz Buradan, Biraz da Hayattan...


Herkes soruyor; neden blog yazıyorsun? En önemli soru ise; Niye blogun var? Ben birçok şeyi aynı anda sevebilme, takip edebilme yeteneğine sahibim.. Bu yetenek sayılmaz tabi :P Zevk meselesi.İzlediğimi, beğendiğimi yazıyorum.



Bir çok şeyi seviyorum da, açıklayacak, tartışacak kimse bulamıyorum zaman zaman. En iyisi yazmak deyip, bu yola çıktım. Çok fazla okuyanım, takip edenim yok. Zaten komiktir; ilk blogu açtım, ne nerede bilmiyordum. Takip edildiğimi çok sonra fark ettim. Geçenlerde, hayran sayfalarının birinde bir paylaşım yaptım ya da yapmak üzereydim. Neyse; çok geçmedi 1-2 saat sonra face'e giriş yapamadım. Sonra bayağı didikledim olayı, neden giremiyorum diye; bir çakal, profilimi çalmış, şifremi değiştirmiş, Face'te uzun süre olmamın bir ürünü olsa gerek, azıcık uğraştım geri aldım. O arkadaş muhakkak takip ediyordur beni, tekrar bir sözüm var ona. Ben gülerim, eğlenirim, espri yaparım ama benimle uğraşırsan benim çok farklı bir yüzümü görürsün, demedi deme ;) Minnak bir hatırlatma o arkadaşıma, elimde IP adresin bile var; tek yapmam gereken şikayet etmek. Tekrar olursa olan bitenden seni sorumlu tutacağım haberin olsun :) Neyse efendim işte böyle :)



Sayfalarımızın birinde şaka yaptık, ama olay öyle bir abandı ki, çevirileri izinsiz kullananlar patır patır döküldüler. Neyse bu konuda o arkadaşlarımızın bir KISMI duyarlı davranıp, paylaş butonuyla aldı. Ya da etiketledi vs.. Ama inanın ben mutlu oldum. En azından birbirimizi kazanmak önemli olandı. Sayfamızda da en yüksek beğeniyi almış, şaka o şaka :D


Bir de, iyilik yap, başına çalsınlar olayı var; bazı insafsızlar, uzattığımız her zeytin dalını, kırıp elimize verdiler. Hatta biz BİRLİK OLALIM, ETKİNLİKLERDE ÇALIŞALIM  mesajı da verdik, ne vermesi sorduk hatta. Ama karşı taraf acıtasyon versiyonun da olayları çok farklı anlattı.Abi sen reddetmedin mi bizi? Şimdi ne diye, ben  annemin evine gidiyorum diye kaynana tribi yapıyorsun, ne diye?


Allah'a saldım, yalancıları, bizim üzerimizden geçinenleri, karalama yapanları, tek isteğim, o alt taraflarda sevgi böcüğü gibi mesaj yazanlarında durumu anlaması. Umarım, ÇOK İYİsiniz yerine, neden, böyle yapıyorsunuz diye de soran olur. Şakşak yaparken elinize iyi bakın kızarmasın.

Anlamıyorum da, yanarım yanarım da salaklığıma yanarım. Niye üzülüyorsun sen böylelerine.. ay kıyamam be, bizim gibi işte onlar da,hadi canım;  bekle senin gibi, amacı, etrafındakileri sömürmek. Olay şu,ha camide oturup, dilenmişin, adam toplamışın kendine, ha orada annemin evine gidicem yoksa çabuk dizimin dibine otur demişsin.. Fark yok. Bu böyle biline. Farksız yani.
Vallahi başımı ağrıttılar yahu...

 Sosyal medyayı kullanıyorsun, yok efendim yabancılar. Abi beni Türk arkadaşlar takip etmediği sürece, yemişim yabancısını, eğlenmeye geldim. Türk'e "Kız seni oyarım," desem şakayla, anlar durumu, hakara kikiri, geçer. Kasmaya ne gerek var; Ünlü sayfası, o ünlüyü seviyoruz ki oradayız. Ama Türk'le sağlanıyor, yabancı kaynağım olsa ne yazar olmasa ne yazar. Ben gülüp eğlenemedikten sonra gerisi fos bu işlerin. bugün yabancı sayfayla mesajlıyorum. Beni anlamadı. Sonra çaktım, sayfanın sahibi İspanyol.  Neyse anlaştık konuştuk. Ama kötü de olsa, Türk olsaydı ya dedim ne olurdu. Bir gardaş gel sarılak desem yeterdi. :D Abarttım :D Neyse size dizi önerisi vereyim.



Bu aralar çok gergindim. Kaç yıldır takipte olduğum bir dizi var zaten. Bir tane daha izlemeliyim diye düşünürken; karşıma "Believe" çıktı. İyi ki çıkmış. Bir Amerika yapımı..Evet, anladığınız üzere her şeyden biraz var, açıkcası bir şeye kendini çok kaptırmama yanlısıyım..Körü körüne Kore dizilerine akım yapmak gibi.. Neyse dağılmadan, güzel olan şeyi izleyin takip edin. Şuncu buncu diye ayırmaya gerek yok.



Believe; çok çok farklı bir dizi diye bir iddiam yok. Fakat başroldeki kızımız Bo, o kadar şeker, sevimli ki..ister istemez devam ediyorsun izlemeye. Kötü haber geliyor; dizi şimdilik yayından kaldırıldı ve haziranda bitirecekler diziyi. İlk 9 bölüm yayınlandı ama bilginize. Yine NBC durumu. Bu nalet kanal Heroes'a da aynı şeyi yapmıştı. Peki bu diziyi niye izlemelisin:




- Bu dizi bir J.J. Abrams yapımı. Ki bu adam; Alias, Fringe,Lost,Star Trek ve daha nicesini yapmış..Aslında bu dizide gayet hoştu. İtiraf ediyorum; Abrams'ın ismini duyunca direk atıldım diziye.

- Telekinezi, doğaüstü olaylar seviyorsan sana göre bir dizi.

-Bir sezon olacağı için, 12 bölümde biten bir dizin olacak.

-İlk bölümde konuk oyuncu: Sienna Guillory..[Gelir gelmez de şak diye birinin boynunu kırdı sağ olsun.]

Neyse işte Deli'den bu kadar... Gözünüzün, kalbinizin açık olması dileğiyle....

Trailerı:

2 Mayıs 2014 Cuma

Animelerden Seçmeler: Part 2



Zilyon yıl önce, part 1'i yazmıştım ve evet gecenin soğuk, sessiz bir anında part 2'yi de yazmalıyım dedim. Bruno Mars dinleyip, yazıyorum, nasıl bir ruh haliyse o :)

Favori animem genelde kanlı manlı olur, 2014'te ise çok değişik animeler türedi..Değişik sözcüğü sizleri itmesin, değişik güzel anlamında çünkü. Şuan burada pokemon, one piece falan tanıtasım var, o derece gaza geldim. :D Hatta kendimi tutamayıp, 2014 animeleri de tanıtabilirim. Neyse kendime hakim olup; İlk 5 anime listesi yapıp, o kadar ileri gitmeyeceğim.

İlk 5 anime Listesinde; 5 Numara;



İlk başlarda Diabolik Lovers adlı animeyi koymayı düşünmüştüm.. fakat nasıl anlatsam pek hak ettiğini düşünmüyorum. Çizimler hoştu, konu ilginçti..vs..iyi değildi ama. Onun yerine, "Code: Breaker" diyorum. Çok şahane bir animeydi gel gör ki, 2.sezon yapılmadı. 1 sezonu  ve 13 bölümlük, 1 ovasıyla bu harika animenin mangası da var tabii ki.İngilizce olarak daha tamamlamadı diye biliyorum. Çok okumak istedim fakat meşguliyetlerim çok fazlaydı. Yani olur da animeyi bitirirseniz, haberiniz olsun mangası da mevcut.

Konusuna gelince; Sakura adlı kızımız okulundan evisine giderken otobüste, bir gencin insanları mavi bir ateşle yaktığını görür.Olay yerine gider fakat kimsenin durumdan haberi olmadığını görür. Sonra sınıfına transfer bir öğrenci gelir. [Bu kısımlar da, sizlerde benim gibi "Bu japonlara'da ne çok nakil öğrenci geliyor yaa" diyorsunuz değil mi? :) ] Nakil öğrencinin mavi ateşle insanları yakan kişi olduğunu, sonra bu simsiyah saçlı, maviş gözlü oğlanın yani Rei Ogumi'nin "Code: Breaker" adlı bir gruba ait, özel güçlere sahip, devlet için çalışan suikastçı olduğunu anlar. Olaylar bundan sonra karışmaya başlar. Tabii Sakura safı sizin sinir kat sayınızla çok defa oynayacak. Aman yapma Ogumi, yakma ogumi, Adam tescilli psikopat elleşme de öldürsün, diyemedim :D Neyse :)

Rei çok havalıydı; hele suikastleri sırasında bir sözü var; "Göze göz, dişe diş, kötülüğe kötülük.." vuhuuu diyorsunuz o an..



Ama bir şey söylemezsem çatlarım; "Göze göz, dişe diş" kavramı Tevrat'ta geçiyor aslında.Yani yahudilik'le alakalı bir durumdu. Yabancı sitelere baktım da; herkes yazar ve çizer için; yahudi mi diye soruyorlardı. Neyse; bu kısım benim için çok önemli değildi. Sadece söylemek istedim.

Diğer erkek karakterler de, şöyle;



Sonu kanser etse de; ben çok seviyorum bu animeyi. Sırf Rei, Toki [Sarışın eleman],Heike[gümüş saçlı],Yuuki[kızıl],Rui [Mavi saçlı] için bile izlenir.Rei biraz psikopat ve adam çok gizemliydi. Ahh..


Belirtmem lazım; Romantizm'i çok az denilecek kadardı. Yani o konuda çok şey beklemeyin, diyorum.

Benim favorilerimden biri de; Toki'dir. Sarışın bir gözü mavi bir gözü kahverengi aşırı sapık, tatlı şey :) En rahatları dır, dışarıda bile terlik giyer, pantolonun paçalarını yukarı sıyırır vs.

En komiği de; ben animeyi izlerken; Yuuki'yi erkek biliyordum ama sonradan öğrendim ki, kızmış.. ki hala esprisi dönüyor bunun; yok erkek, yok kız falan :D Hala da emin değilim ne olduğu konusunda..


Bu da; opening




Ending


Bu da izleme noktanız: code:breaker izle Size yazarken benim izleyesim geldi :D  Neyse ki; kendimi durdurabilme yetim hala var :)

Geldik 4 Numaraya; Gakuen Alice :)


Bir chibi anime değil :)

Görenler hemen atılmıştır; "Aaa, bu, bu.. Kanal 7'de izlediğim çizgi film" :) Yayınladı sağ olsun da, bir de adam gibi yayınlasaydı keşke.

Konusuna çat diye geliyorum; Sakura Mikan adlı kızımız; çok sevdiği arkadaşını bulmak için yollara düşer.Arkadaşı Hotaru ise, alice akademisi adlı bir okul da öğrenim görmektedir. aramaya gider ama birden kendini okulda öğrenci olarak buluverir. Ama bundan memnun olmayanlar vardır. Çünkü alice akademisi, özel güçleri olan çocukları eğiten bir okuldur.

                                                                                             Kıza çirkin diyor ama Natsume az değilsin :D kekekeke :D

Mikan çok şeker bir kız. Ayrıca bir ateş kullanıcısı var ki Natsume ona bayılıyorum.Soğuk nevale, Mikan'ın sıcak davranışlarına zamanla kapılıp gidecektir. Hayatım da ilk kez bir animenin mangasını 2-3 defa okudum. Cidden anime de, manga da harika. Bir chibi anime değil, zaten chibi sevmiyorum. Mangada büyüyorlar, aşık oluyorlar, ağlaşıyorlar, itiraf ediyorlar vs... gel de sevme.. :)

                              Büyümüş hallerinden, yani mangadan bir Natsume- Mikan çizimi :)

                                                   Çok fazla hayranı var bu animenin :)



Fanların yaptığı özel çalışmalar var; youtube'dan gakuen alice yazıp hepsine ulaşabilirsiniz.İzleme noktanız: Gakuen Alice izle :)



3 Numarada ise.. İlk başta Sola adlı animenin olmasını  istemiştim fakat o anime fazla garip, bir türlü konuya hakim olamama sorunu vardı.. Bu kısım da bir seri değil de; bir anime movie olmasına karar verdim; Hotarubi no Mori e..yani Dokunma bana..


Animeyi açıyorsunuz; o tür kısmında; fantastik, doğaüstü yazıyor..insan oraya dram yazar, ne bileyim, bu ağlatır aman dikkat edin yazardı. :'( Yüzümde anlamsız bir gülümseme ile izlemeye başladım, ama biterken mahvetti beni..

Konusuna gelince; Hotaru adlı 6 yaşındaki kızımız bir gün inin cinin top oynadığı ormanda kaybolur, onu gizemli mi gizemli, şeker mi şeker,iyi mi iyi Gine adında bir çocuk bulur. Gin  ise o ormandaki yaratıklardan bir tanesidir. Bir insan, ona dokunursa yok olacağını söyler. Ama bu onların arkadaş olmalarına engel değildir.. yıllar geçer..dokunmamak daha da zorlaşır..



Bazen sevmek için dokunmak gerekmez.. animenin tüm anlattığı buydu işte.. Dokunmadan da, görmeden de, sevilir.. Dokunaklıydı.. şiddetle tavsiye ediyorum...

İnsanın içine işleyen o ostler...



İzleme noktanız ise: Dokunma Bana izle :)




2 Numarada ise..Tonari no Kaibutsu-kun.. Bu animeye ne desem bilemiyorum, ezik karakter falan da yok..

En iyisi konusunu anlatayım; Shizuku Mizutani, adlı kızımız; ders çalışmaktan hoşlanan, soğuk bir kişiliğe sahiptir. Sınıfında kavga ettiği için ceza alan Yoshida adlı öğrenciye not götürmek zorunda kalır. Herkes Yoshida'dan korkmaktadır ama aslında korkulacak biri değildir. Aksine arkadaş canlısı sevimli biridir. Yoshida kendi arkadaşlarının ne mal olduğunu anlayınca kendine arkadaş olarak Shizuku'yu seçer..Ve olaylar başlar.

İşte o şekerimsi varlık;

 Yoshida..

Yalnız kız beni çok güldürdü, şöyle ki; olur olmadık anlarda ders çalışıyordu, ve olaylara çok tepkisizdi :) Yoshida Haru'nun şebekliklerine bile gülmüyordu, ona gülünmez mi ya :D


Ve bir oğlancık daha vardı.. Kenji Yamaguchi. Ona da çok üzüldüm, kızdan hoşlanıyor ama tam açılacak, kız buz küpü, insan azıcık tepkide bulunur, yok. Sonunda beraber yemek yiyelim diyecek; bu kız dershaneye yemeğini getirmiş. Ne güldüm orada, O yemeğini yerken.


Sonra işte canlar; bizim şeker Haru'nun kıskançlık krizi tutar ve şak.. :D ahahha :D


Opening






1. Numarada ise.. Hellsing var. Fakat bu animeyi ayrı tanıtacağım. :)

İyi kötü yorumlarınızı bekliyorum :)

Ve